"ÖZÜMDEKİ CANAN’I KAYBETMEM"

"ÖZÜMDEKİ CANAN’I KAYBETMEM"
Giriş Tarihi : 08.04.2013 - 11:00
Güncelleme Tarihi : 08.04.2013 - 11:00
"ÖZÜMDEKİ CANAN’I KAYBETMEM"

İNSANLAR BAZI YERLERE PİYASA YAPMAK İÇİN GİDİYOR

Bizler onu "Bıçak Sırtı" dizisindeki piyano öğretmeni Serra olarak tanıdık. Sonra "Binbir Gece"de kötü kadın nasıl olurmuş onu gösterdi. Bugünlerde yine farklı bir karakterle karşımızda; "Behzat Ç."nin savcı Esra'sı olarak... Bir yandan da tiyatro çalışmalarına devam eden Ergüder, baş döndürücü temposu arasında İstanbul Life dergisiyle buluştu.

Çekim hazırlıkları sırasında sizi izleyince egonuza çok iyi hakim olduğunuzu fark ettik. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
- Belki de işimin her aşamasında yer almam bunu sağlamıştır. Yer aldığım her projenin önünde veya mutfak kısmı dediğimiz arkasında yer aldım. Bence her oyuncu mutlaka bunu tecrübe etmeli. Öbür türlü bir şeylerin eksik kalacağı düşüncesindeyim. Bir de ben özeleştiri yapmayı seven bir insanım.

İstanbul'a geldiğinizden beri hayatmızda ne gibi değişiklikler oldu?
- Amerika'da 14 sene yaşadım. O zamanlar Amerika'dan başka bir yerde yaşayabileceğimi düşünmüyordum. "Bıçak Sırtı" için Türkiye'ye geldiğimde olgunlaşmıştım. Bu şehir bana farklı şeyler anlatmaya başlamıştı. Ayrıca mutlu oldum çünkü burada oyunculuk tan para kazanıyordum. Artık hobim değil, mesleğimdi. Oyunculuk hem egoyu tatmin eden hem de kendinize olan güveninizi artıran bir meslek. Dolayısıyla artık kendimi eskisinden daha farklı görüyorum.

Bahsettiğiniz farklılık nedir?
- Başıma ne gelirse gelsin özümdeki Canan'ı kaybetmemeye çalışıyorum. Az önce özeleştiriden bahsetmiştim ya; gerçekliğimi de bu özelliğim sağlar.

Televizyondaki yeni projeniz "Behzat Ç."den konuşalım mı?

- Çok sağlam bir iş. Öncelikle dizinin senaryosu beni çok heyecanlandırdı. Gerçekçi bir dille yazılmış. Behzat Ç., Türk polisiyelerindeki en gerçeğe yakın karakterlerden biri. Beni eğiten ve kültürel tarafımı geliştiren bir proje oldu.

Savcı Esra rolü size neler kattı?
- Bakırköy Adliyesi'nde çalışan tek kadın savcıyla tanıştım. Cinayet duruşmalarına da katıldım. Hem işin adli yönünü hem de katil ve maktul tarafını inceleme imkanı buldum.

Peki nasıl bir Esra yarattınız?
- Kadın savcınm yuva kurması, çocuk yapması çok zor. Esra bu zorlukların üstesinden gelmiş, her şeyi göze almış bir kadın olmalıydı. O gücü hissederek oynamaya çalıştım.
 
Bundan sonra nasıl bir rolü canlandırmayı istersiniz?
- Yerel bölgelerde yaşayan birini oynamayı isterim. Mesela Karadenizli bir kadını... Bana bakıp şehirli ve iş kadını karakterlerini oynayabileceğimi zannedenler var ama bu çok yanlış bir düşünce. Bunların dışında bir erkeği canlandırmak da heyecan verici olur.

 Beyoğlu'nda mahalle hayatı yaşıyorsunuz...
- Beyoğlu'nda çok huzurluyum. Hem sakinliği hem de şehrin bütün enerjisini hissedebiliyorsunuz.

Dışarıya çıkar mısınız, hangi mekanları seviyorsunuz?
- Uzun zamandır çıkmıyorum. Çoğu mekan bana görülme yeri gibi geliyor. Öyle yerlerde arabalar, kıyafetler görücüye çıkıyor. İnsanlar bazı yerlere piyasa yapmak için gidiyor. "Ciks mekan" diye tabir edeceğim o adresler aslında birer paket. Bu paketin içinde ne kadar para harcadığını göstermek gibi şeyler var. Ben günlük hayatımda rahat giyinirim. Eşofmanlarımla böyle yerlere gidip neden rahatsız bakışlara maruz kalayım? Evimde olmayı daha çok seviyorum şu ara.

Hürriyet Kelebek