'Üzerine titrenen bir işimiz var'

Özge Gürel ve Can Yaman'la çok özel röportaj
Giriş Tarihi : 19.09.2017 - 15:21
Güncelleme Tarihi : 19.09.2017 - 15:21
'Üzerine titrenen bir işimiz var'

“Dolunay” dizisiyle izleyicilerin büyük beğenisini toplayan Özge Gürel ve Can Yaman dizinin bilinmeyenlerini anlattı...

Merhaba, Yoğun bir set gününde vaktinizi bize ayırdığınız için teşekkür ederiz. Set programınız nasıl? 

Özge Gürel: Haftada 5 gün çalışıyoruz, öyle bir düzen oturttuk bundan çok mutluyuz hepimiz.
Can Yaman: Evet önceleri 6, 7 gün çalışıyorduk ilk zamanlarda ama şimdi oturttuğumuz bir düzen var.

Sosyal medya üzerinden yoğun ilgi gören bir ekip oldunuz, seyirci her bir karakteri kabul etti. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Ö.G: Ben öncelikle şahsi samimiyete bağlıyorum, harika insanlarla çalışıyor olmamıza bağlıyorum. Ve her zaman bunu iddia ediyorum gerçekten içerideki enerjinin ekrandan dışarı yansıdığına inanıyorum. Hepimiz karakterleri hem de birbirimizi çok sahiplendik. Güzel bir senaryo ve iyi bir teknik ekiple de çalışınca tüm parametreler bir araya geldiği için o muhtemelen seyirciye geçiyordur.

C.Y: Çok üzerine titrenen bir işimiz var, yapımcımız Yağmur hanım sürekli monitörün arkasında, Çağrı bey montajda en akıcı hale gelmesi için 16 saat çalışıyorlar. Özge keza öyle, sürekli güzel bir mizansen yaratmak için senaryoda yazılmayanı da yapmak için çok çalışıyoruz müthiş bir uyum var.  Güzel gidiyoruz.

Sosya medyayı da etkin kullanıyorsunuz, set ortamınız da yansıtılan gibi mi, çalışırken eğleniyor musunuz?

Ö.G: Bence öyle, eğlenmeden bir şey yaptığınız anda hemen geçiyor, yorgunluğunuz bile ekrandan geçerken eğlenmeden ve mutsuz bir ortamın ekrandan geçmemesi pek mümkün gelmiyor. Hep söylüyorum çok şanslıyım bu konuda projelerde doğru ekiplerle ve doğru kast ile hep denk geliyorum çok mutlu hissediyorum. Burada da öyle hiç bir zaman gelirken tereddüt etmiyorum. Geliyoruz, çok iş var evet ama bir şekilde geçtiğini hissediyorsun o sahnenin. Sahnelerle ilgili konuşuyoruz kendi aramızda bir şekilde kesinlikle eğleniyoruz.

C.Y: Eğlenmeden geçmez izleyiciye, günce 15-16 saat bir süre geçiriyorsunuz, ama öncelikle iş yapıyorsunuz set dediğiniz yer normal koşullarında o kadar eğlenceli bir yer değildir ciddi ve sıkıcı da bir ortamdır. İşinize konsantre olursunuz, duygu yükü çok ağır sahneler olabiliyor. Ezberiniz de çoksa durumlar zorlaştırıcı olabiliyor. Bulunduğunuz ortamı renklendirmek adına eğleniyorsunuz. Eğlenmiyorsanız ekrana da yansır.

Bu yoğun çalışma temposunda var davranışları ile ünlenen biri var mı? Setin en komiği kimdir mesela?

C.Y: Kesinlikle Necip Memili, kendisini tek geçiyorum. Karaktere çok şey katıyor muthiş eğlenceli. Ben onunla oynarken normalde dizide düşmanım olmasına rağmen gülmekten oynayamıyorum çoğu zaman.
Ö.G: Ben bakmamaya çalışıyorum. Asla ona oynamamaya çalışıyorum.
C.Y: Ne yapacağını da söylemiyor. Kayıtta görüyorsunuz ve gülmeye başlıyorsunuz. Ö.G: Tarık karakterine Berk’e de çok gülüyorum ben.

Siz “Dolunay’a” denk geldiğinizde izliyor musunuz? Bazı oyuncular kendini izleyemediğiniz söyler?

Ö.G: Ben çok hoşlanmayan taraftayım. Denk geldiğimde tabi ki belli şeyler için izlemek zorunda kalıyorum ve izliyorum da ama onun dışında kendimi izlemekten büyük keyif almıyorum, izlerken de daha çok rolü nasıl çıkartmışım diye bakıyorum. Sahne duygusuna çok adapte olamıyorsun.
C.Y: Ben hiç öyle değilim, müthiş keyif alıyorum kendimi izlemekten. Bayılıyorum. Eve gidip biran önce kendimi izliyorum ? Yok tabii bölümü muhakkak izlerim hatta birden fazla da izlemeye çalışıyorum. Sette aralarda da telefondan izliyorum, görmek lazım bütününü ne yapmışız, diğer oyuncular ne yapmış. Bu sebeple izlemek şart. Nazlı’yı izlemediği için kınıyorum.

Son bölümlerde Nazlı ve Ferit arasında gerilimli bir ilişki görüyoruz, ne istiyor Nazlı? Bir ipucu alabilir miyiz?

C.Y: Onu kimse bilmiyor, Nazlı’nın ne istediğin…Biz de senaryoyu elimize aldığımızda çözmeye çalışıyoruz.
Ö.G: Büyük bir muamma kimse bilmiyor.

Karakterin sevmediğiniz yanları var mı? Bunu da yapmasın artık dediğiniz?

Ö.G: Ben baya çekişiyorum Nazlı ile, bu karakter bazen dağılabiliyor ve onu hem kontrol altında tutmaya çalışıyorum. Hem de tabi ki Nazlı’nın yaptığı şeylerde ben de hatalar buluyorum. Ama mümkün olduğunca Nazlı’yı boyutlu bir karakter haline getirmeye çalışıyorum. Hepimiz hatalar yapıyoruz. Nazlı’nın da olması çok doğal. Biz de bunu benimseyip hak vermeye çalışıyorum. Oynadığın karakterle savaşmak da çok doğru değil.

C.Y: Ben kostüm odasına geldiğimde yine mi takım giyiyorum bu sıcakta şeklinde bir çatışmam oluyor, hiç giymem normalde. Can ile Ferit’in ters düştüğü noktalar sıcakta takım giymesi. Ferit ile Can’ın aslında hiç bir benzer noktası yok. Ben çok düzenli biriyimdir bir yere gittiğimde ortak bir alan bile olsa hemen önümdeki şeyleri toparlarım. Birine bırakmadan kendim silerim. Ferit’te de öyle bir şey var onlar benzer bir yan olarak düşünebilir  ama onun dışında bana zıt bir karakter.

Rolünüze nasıl hazırlanıyorsunuz? Okurken merak ettiğiniz oluyor mu hikayenin akışını?

Ö.G: Biz de aslında sete girmeden bir gün önce elimize bölüm senaryosu geliyor. Biz de seyirci gibi takip ediyoruz süreci. Öğrendikten sonra konuşuyoruz tartışıyoruz. Nasıl yapalım diye. Ortak bir çözüm üretip o şekilde o sahneyi ya da o bölümü geçiyoruz.

C.Y: Ben senaryoyu alıp baştan sona iyice okuyorum. Ve her sahneyi okurken düşünüyorum hayal ediyorum. Bir matematiğini kuruyorum. Nerden geliyor nereye gidiyor diyerek. Kafanızdaki gibi olmuyor partnerin yönlendirmesi ya da yönetmen farklı bir şey isteyebiliyor. Mizansen kafanızdaki gibi olmuyor. Dolayısı ile spontane olarak bir şeyler de çıkarabiliyorsunuz. Beraber çalışmaya alıştığınızda da her şey daha kolay oluyor.

Sinema var mı ufukta Özge hanım sizin ilk öpücük filminiz ekimde vizyonda olacak, Can bey değerlendirdiğiniz projeler var mı?

C.Y.: Benim şuanda yok dizi çok vaktimizi alıyor. Öyle bir boşluğum olursa o anki duruma göre teklifleri değerlendirebilirim.

Ö.G: Bizim filmimiz Ekim’de vizyona giriyor. Uyarlama bir proje geleneksel bir hale getirdiğimize inanıyorum. Ben de seyirci ile birlikte izleyeceğim.

Dolunay seyircilerine ne söylemek istersiniz?

Ö.G & C.Y: Gerçekten çok teşekkür ediyoruz, emeğimizin karşılığını almamızı sağladığınız için. Bizi izlediğiniz için sosyal medyada gösterdiğiniz ilgi için çok minnettarız. Bunun karşılığını almak müthiş bir keyif.