Bir günde üç filmde oynadığım oldu

Bir günde üç filmde oynadığım oldu
Giriş Tarihi : 08.04.2013 - 11:00
Güncelleme Tarihi : 08.04.2013 - 11:00
Bir günde üç filmde oynadığım oldu


Hem oyuncu, hem şair... Türk sinemasında 250'ye yakın filmde rol aldı, Atilla İlhan'la Mavi hareketini başlattı. İşler Güçler dizisinde Rüstem karakterini canlandıran Yılmaz Gruda, 18 yaşında saçları döküldüğü için başrol oynayamadığını söylüyor.

Arşivleri tarayınca bir tane bile röportajınız çıkmıyor, özel bir sebebi var mı?
30 yıldır kimse kapımı çalmadı. Biraz asosyal bir yapım var. Yazarlık da yaptığım için ortalıklarda fazla dolaşmıyorum. Arkadaşlarla beraber olayım, Ahmet'i, Mehmet'i tanıyayım gibi derdim yok.

Oyuncuların derdini anlatan dizi, gelip sizi buldu...
'O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler' şiiri var ya. İşte bu deryayı bilenlerin sektörün sorunlarını ekrana taşıması büyük cesaret. Ne yapıyor bizim çocuklar: Hiçbir şey. Sadece bir olayı, dramı yaşıyorlar, bir baltaya sap olmaya çalışırken yaşadıklarını anlatıyorlar. Hiçbir zaman abartıya kaçmıyor, bir komedinin nasıl oynanacağını gösteriyorlar. Dizilerde adamlar Edirne'den başlıyor konuşmaya, 70-80 şive kullanıp Ardahan'a geçiyor. Her hecesine kaş göz oynatıyor. Dertleri oyunculuk göstermek. Bir hırsızlıktır aldı başını gidiyor. Bizimkiler samimi bir şekilde kendini oynuyor.

Sizde mi kendinizi oynuyorsunuz?
Yok, ben Rüstem değilim. Yeşilçam'ın birleşimi bir adamı canlandırıyorum. Mütemadiyen teşebbüs etmiş, bir türlü tutturamamış ama tutturduğunu sanan biri... Bir türlü sözünü ettiklerini alamamışım, onun hayaliyle yaşıyorum. Mesela Filiz Akın bana âşıktı, diyor. Öyle bir şey olamaz. Hülya Koçyiğit'le beraber galaya gittiğini, Hülya'ya bakmaktan bir türlü filmi izleyemediğini söylüyor. Böyle bir yığın şeyi var adamın.

Sizin nasıl hikâyeleriniz var?
250 filmde oynadım. Gelmiş geçmiş bütün rejisörlerle çalışmışımdır. Jönlerle sahne dışı birçok dostluğum var. Bizim dönemimizde tiyatrocular gözdeydi, filmler karaborsadaydı. Herhangi bir sahneyi kaçıramazdın, tekrara hakkın yoktu, çünkü her bir santim milyonlarca lira demekti. Tiyatrocular kolay ezberlerdi, dışarıdan gelenler tekrar üzerine tekrar yapar, setlerde kayma olurdu. Öyle bir dönemde yaptık bu kadar filmi. Bir günde üç filmde oynadığımı hatırlıyorum. Yılmaz abiyi bana 3 saatliğine ver, derlerdi. Çekim yapıp diğer sete koşardım.

Paylaşılamayan bir oyuncuydunuz yani...
Bence sinemada paylaşılmayan bir oyuncu yoktur. Sen gelmesen başka birini bulurlar. O dönemdeki tiyatrocuların çoğu bu şekilde çalışıyorlardı. Tabii ki bu rolü Yılmaz Gruda daha iyi oynar deyip ısrar ettikleri oluyordu. Çoğunluk ezberi iyi kotardığımız için bizi tercih ediyordu. Diyet'te başkası oynayabilirdi ama Ö. Lütfi Akad dedi ki illa Yılmaz oynayacak. Çekim olunca çağırırım deyip gönderdi. Yönetmenlere nazımız geçiyordu. Çok gangster oynadım. Memur, serseri, o, bu, şu...

Birkaç 'esas oğlan' rolü saymak ister miydiniz?
18 yaşımdan beri kel olduğum için hiçbir zaman bunu düşünmedim. Aklıma bile gelmedi. O yaşta bu saçlarla jön olunamazdı. 12 yaşımda edebiyata başladım, iki yıl sonra şiirlerim yayınlandı, arkasından romanım çıktı. Tiyatro sonradan girdi hayatıma. 16 yaşında Suat Taşer adlı bir şair arkadaşım vardı. Beraber opera sınavına girdik. Müzik kulağım olmadığı için 'Tiyatroya git.' dediler. Sınavı kazandım, babam 'Bizim evden köçek çıkmaz.' deyip izin vermedi. Bu yüzden sahneye de geç çıktım.

Dizide anlattığınız Yeşilçam dostlukları gerçek hayatta var mı?
Tabii var. Ayhan Işık'la beraber yıllarca her oyunun sonunda Limon Pastanesi'nde oturur, yemek yerdik. Filmleri, geleceğe dair projeleri çok konuştuk. Çok centilmen bir adamdı. Metin Erksan'la iyi bir dostluğumuz vardı. Bir araya gelince Dostoyevski'den, filmlerinden konuşurduk. Fikret Hakan'la aynı tiyatrodaydık. Duvarların Ötesi'nde (Turgut Özakman) beraber çalıştık. Şimdi ortamı olunca o günleri yâd etmek hoş oluyor.

Neden sektöre mesafeli duruyorsunuz?
Yapım böyle. Yazı yazdığım için evde oturup kitap okumayı seviyorum. Sevmediğim için mesafeli değilim, üretmek için biraz uzak durmak gerekiyor.

Yalnız mı yaşıyorsunuz?
27 yıldır evliyim. Eşim Türkan Gruda da tiyatrocu. Bu işi çok iyi bilen biri. Beraber tiyatro kurduk, oyunlar oynadık. Şimdi bıraktı, ev hanımı. Yazdığım her şeyi ilk olarak ona okurum. Eleştirileri benim için çok değerlidir.

Çocuk var mı?
Ayşen Gruda'dan bir çocuğum var. Kendi hayatını yaşıyor. Çok yoğun çalıştığımız için görüşemiyoruz.

Ayşen Gruda'nın hâlâ sizin soyadınızı taşımasına eşiniz ses çıkarıyor mu?
Tabiatıyla kızımın annesiydi. O dönemde o soyadıyla ünlü oldu. Ayrıldıktan sonra geri alsaydım, kızlık soyadına dönecekti ve kimse onu tanımayacaktı. Ben de böyle bir şeye teşebbüs etmeyi hiç düşünmedim.

ZAMAN-PAZAR