Ekşi sözlük yazarları Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi ile ilgili neler yazdılar?

'Behzat Ç. Bir internet Fenomeni'
Her şeyiyle farklı bir dizi, bir kere İstanbul'da değil, Ankara'da geçiyor. Şehrin cinayetlerini aydınlatıyor Behzat Ç. ve ekibi. Peki her bölüm sonrası entry patlaması yaşanan ve siteye erişmenin imkansızlaştığı Ekşi sözlük'ün yazarları Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi ile ilgili ne düşünüyor?
Yazar Yorumları
30. Bölümü seyrettikten sonra artık bu dizi ile ilgili bir şey yazmak zamanı geldi dediğim dizidir.
Vega nın hafif müzik albümü çalmaya başladı bilgisayarda, bir de bira açtım bölümü bitirdikten sonra, artık yazabilirim.
Sanırım benim için bu diziyi bu kadar önemli kılan şey bu diziden önce hiçbir şekilde estetik olmamış mekanları, insanları, duyguları, sözleri, küfürleri bir estetik sunuma kavuşturabilmesidir. Bugüne kadar hiç tercih edilebilir olacağı düşünülemeyen şeyleri güzel gösterdi bize.
İstanbul'un karşısında Ankara'nın daha estetik ve tercih edilebilir görünmesini sağladı bu dizi. Kadınlar ile birlikte olmanın karşısında erkek erkeğe takılmayı özendirdi bu dizi. Politik doğrucu dilin karşısında, küfürü güzel kıldı. Üç büyüklere karşı Ankara takımlarını tutmanın gerekliliğini hatırlattı. meslek yada kariyer kaygılarına gömülü bir yaşamda arada bir kafayı kaldırmanın ne kadar önemli olduğunu vurguladı. aç kalmadan polis olmayı seçenleri yargılamamak gerektiğini hatırlattı.
Bu akşamki 30. bölümü ile de eğilip bükülenlerin karşısında dik durmanın onurunun ne kadar parlak ve ne kadar göz kamaştırıcı bir erdem olduğunu gösterdi.
Yazar:daha ne yapsin
Ailemin bir ferdi gibi sevdim, hatta köpeği oldum ben bu dizinin (evet, tek tek ayıramadım karakterleri, komple sahiplendim).
Bana bakış açımı değiştirtti. Polisiyeden ölesiye nefret ederdim. kaba saba heriflerin sayısı azalsın hatta yok olsun şu yeryüzünde derdim. Yazarken güzel oluyor ama gerçek hayatta küfredene kafa göz girişmek isterdim. Konusu cinayet olan hiçbir şeyi takip etmezdim (dizi/film/roman/hikaye).
Sonra bir gün Behzat çıktı. Bana, görmediğim şeyler için ekstradan bir göz verdi. küfretmeyi sevdim. Küfredip içmeyi özledim. O iğrenç mavi badanalı ofisi görmek için her pazar gününü, bekler oldum. 29 bölümün değil herhangi birini, tek bir anını dahi kaçırmadım çünkü dizi başladığında (ki kendisine "dizi" derken bile hakaret ediyorum gibi geliyor) yanımda yamacımda insan olabilecek yerlerden kaçıyordum. Bu da, her anın bir su gibi içilmesi anlamına geliyordu.
Ve bugün 30. bölümü, fragmanını birkaç gün önce izlemiş olmanın heyecanıyla izlemeye başladım. Her şey normal gidiyordu. tipik bir cinayetti işte. Ama hiçbir şey normal bitmedi. Bölümün sonunda o albayın kurşunlarının teki sanki benim beynime saplandı. Vega ise, kafama poşet geçiren son hamleydi adeta.
Şimdi evin içinde amaçsızca dolanıyorum. Uyuyamıyorum. Diyecek söz çok, ama hangi birinden başlayacağımı kestiremiyorum. Sanki bu heriflerin her biri, hayatımdan bir dönem geçmiş gibi. Harun'la dalaşmış olabiliriz mesela bir yerde. Hayalet, o hiç sahip olamadığım erkek kardeşim/abim yerinde sanki. Öyle bir güven veriyor ki insana.. Keza, Akbaba da öyle. Baba, bi derdim var desem oturup saatlerce dinleyecek gibi bakmıyor mu ah ulan! Şule'yle sıkı kanka olmuş olabiliriz. Ve Behzat... Zırdeli insan. Adam, kendi dininin tanrısı oldu çıktı. Ve ben de ilk müridi olma yolunda emin adımlarla ilerliyorum.
Böyle bir bölüm gördük ya bugün, bundan sonrakiler sulu zırtlak tipik türk dizisi kıvamında olsa yeminle oturup şikayet etmeyeceğim.
Behzat Ç'yi yaratan herkese teşekkür etmeyi borç bilirim.
Yazar:charmofsmyrna
Yarın iş olduğu halde uyuyamıyor ve sanki 20 yıllık dostummuş gibi Akbaba'nın hallerini düşünüp üzülüyorum.Harun'la oturup içmek, hayalet'le 1 tostu 2'ye bölüp yemek istiyorum. Gittikleri meyhaneye arka fonda Neşet Ertaş Behzat'la 2 kadeh içesim var.
Yaktıkları bu ateş için Emrah Serbes, Doğan Ümit Karaca ve Serdar Akar'ı alınlarından öpesim var.
Bir umut doğdu içimde...
Yazar:bardas skleros
Amirimi iki konuda uyarmak istediğim ve bu gece resmen yumruk yemişten beter eden ama vurdukça diğer yüzümü dönesim gelen dizidir...
Bak seni sevdik, alıştık, eve kabul ettik, Akbaba'nın mahzun yalnızlığına, Hayalet'in aşık oluşunun güzelliğine bakakaldık, Harun'un çaresizliğine acırken hayata kahrettik.
Sen içerken bazen hiç içmediğimiz arkadaşlarımızı hatırladık çünkü arkadaş ne demek onu hatırladık.
Sen küfrederken seninle küfrettik, kime kimseye değil hayata küfrettiğimizi bildik...
Sen her “babacık” diyen Bernayı gördüğünde elimiz tahtaya gitti vurduk,Sen her yenilmiş olduğunda dürüst kalıp kaybedenleri sevdik,
Sen bu geceki yaptıklarını yapmasan da biz senin onları yapacak adam olduğunu bildik,Çünkü adam olduğunu baştan bildik...
Pazar gününün evin yemek ve banyo buharı kokan gecesini sana ayırdık, hatta sana verdik.
Bak böyle dizi karakterine mektup yazar hale geldik, kişiliğimizi böldük...
Bu geceki gibi dizi seyrederken “yürü be koçum” diye izledik...
Yazar:kaynar su ve temiz havlu